Hepimiz Işık Saçmak İçin Buradayız
En derin korkumuz yetersiz olmak değil.
En derin korkumuz ölçülemeyecek kadar büyük bir güce sahip olmak.
Bizi korkutan karanlığımız değil, ışığımız.
Deriz ki, ben kimim ki zeki, güzel, yetenekli ve muhteşem olayım?
Sen olmayacaksın da kim olacak?
Sen Tanrı’nın çocuğusun. Kendini hafife almanın dünyaya bir faydası yok.
Başka insanlar senin yanında özgüvensiz hissetmesin diye senin kendini ufaltmanın aydınlatıcı bir tarafı yok.
Tıpkı çocuklar gibi, hepimiz ışık saçmak için buradayız.
İçimizde var olan Tanrı’nın zaferini ortaya çıkarmak için doğduk.
Bu ışık sadece bazılarımızda değil hepimizin içinde var.
Biz kendi içimizdeki ışığın parlamasına izin verdikçe, başkalarına da aynı şeyi yapmaları için izin vermiş oluyoruz.
Biz kendi korkularımızdan özgürleştikçe, varlığımız başkalarını da özgürleştiriyor.
Our deepest fear is not that we are inadequate.
Our deepest fear is that we are powerful beyond measure.
It is our light, not our darkness that most frightens us.
We ask ourselves, Who am I to be brilliant, gorgeous, talented, fabulous?
Actually, who are you not to be?
You are a child of God. Your playing small does not serve the world.
There is nothing enlightened about shrinking so that other people won’t feel insecure around you.
We are all meant to shine, as children do.
We were born to make manifest the glory of God that is within us.
It’s not just in some of us; it’s in everyone.
And as we let our own light shine, we unconsciously give other people permission to do the same.
As we are liberated from our own fear, our presence automatically liberates others.
Yukarıdaki satırlar Marianne Williamson’a ait.
Yıllarca saklandıktan sonra kabuğumdan çıkmama yardımcı olan ve beni özgürleştiren dizeler bunlar.
Çok güçlü dizeler.
Ben yıllarca en büyük korkumun başarısızlık korkusu olduğunu zannediyordum.
Ne kadar yanılmışım, meğer esas korkum başarılı olmak ve ışık saçmakmış.
Meğer içimdeki o büyük güç beni korkutuyormuş.
Biliyorum çoğunuz da aynı şeyleri hissediyorsunuz.
Sizin de içinizdeki korkuyu hissediyorum. Kendinizi ve ışığınızı sakladığınızı biliyorum. Büyük hayaller kurmadığınızı veya o hayalleri istemek, peşinden koşmak sizi korkuttuğu için üstünü örttüğünüzü biliyorum.
Çok gencim, çok yaşlıyım, zamanım yok, yeteneğim yok, param yok gibi daha birçok bahanelerle son derece güvenli ama tatminsiz hayatlar yaşadığınızı, içinizdeki potansiyeli dışarı çıkarmak üzere adım atmak için korktuğunuzu biliyorum.
Ama anneliğin dışında hepimiz önce insan ve kadınız.
Bu dünyaya bize özel yeteneklerle, bu yeteneklerimizi kullanıp dünyaya farklı lezzetler ve hizmetler sunmak için geldik. Bunları saklamaya ve karanlık bir sandığın içinde tozlanmaya bırakmaya değil.
Lütfen dönüp şu saniye içinize bakın, o dışarı çıkmak için ölesiye korkan ama aynı zamanda da susturulduğu için çok mutsuz olan sese kulak verin, ışığa yol açın.
Bırakın hayalleriniz sizinle konuşmaya başlasın.
Bırakın ışığınız ışıl ışıl parlasın, bizi de aydınlatsın, ilham versin.
Kendi işinizi mi kurmak istiyorsunuz, o çok beğendiğiniz ama kilolu olduğunuz için giymekten çekindiğiniz elbiseyi mi giymek istiyorsunuz, şarkı söylemeyi mi öğrenmek istiyorsunuz, işinizi mi değiştirmek istiyorsunuz, eşinize o kendinize sakladığınız duygularınızı ve ihtiyaçlarınızı mı anlatmak istiyorsunuz, saçınızı kızıla mı boyatmak istiyorsunuz, evinizin duvarlarını o çok sevdiğiniz mor renge mi boyatmak istiyorsunuz?
Işığınız fazla olur diye korkup çekindiğiniz, bugüne kadar ertelediğiniz neleri yapmak istiyorsunuz?
Siz beni anladınız.
Bu dünyada tek yaşamınız var, zaman akıp gidiyor, bugün varsınız yarın yoksunuz.
Ben kendi hayallerimin peşinden gidiyorum, hem de hergün.
İki ileri bir geri gidiyorum. Bazen düşüyorum, tekrar kalkıyorum.
Hergün korkuyorum ama hergün cesaretimi yanıma alıp korkularımın beni engellemesine müsade etmiyorum.
Çünkü bundan 5, 10, 20 yıl sonra geriye dönüp bakıp, evet anne olmak harika ama keşke kendim için de şunları yapsaydım demek istemiyorum.
Kızlarıma cesaretimle ilham vermek ve onların kahramanı olmak istiyorum.
Aynı şeyi siz de istiyorsanız, gelin bu yolda beraber ilerleyelim.
Sevgilerimle
Ahu